12 Ocak 2011 Çarşamba

Hiç unmadık anda biri çıkar ya karşınıza,yıllardır beklediğiniz O'ymuş gibi içiniz heycanla dolar.Gecelerinizi bitmek bilmez.Bir an önce sabah olsada onu görsem telaşına kapılırsınız.Dinlediğiniz her şarkı sizi ona götüren bir yol gibidir.Sonsuza dek bekleyebilirmişsiniz gibi kandırırsınız kendnizi gecelerce.Ve o geceler hiç bitmez.
Günler geçer aylar geçer hala beklersiniz.Hani yıllardır beklediğiniz insan O'ymuş gibi..
Onu öyle seversiniz ki yerlere serersiniz gururunuzu hiçbir beden duramaz karşınızda hiçkimse yıldıramaz filizlenmiş sevdanızı.Çünkü siz hep çok seversiniz.
Saatler geçmeye devam eder.Artık kalbiniz yokluğunun telaşına kapılmıştır.Birileri gidiyor gibi elleriniz gökyüzüne çırpınır ve o bitmek bilmeyen geceleriniz size iğneli bir fıçı gibi batmaya başlar.Delik deşer eder kalbinizi.Yaralarınızı sarmaya çalıştıkça farkında olmadan iyice çatlatmışınızdır.Birileri gelmiştir mutlaka kalbinize misafir.Belki gelen ayanı sürterde ''O'' gelir ümidiyle.Oysa acı gerçekler karşınızdadır tüm çıplaklığıyla.Size kucak açmıştır yokluğu.Eğer zayıf bir karakteriniz yoksa eğer yaşarsınız size bıraktığı anılarla;şayet ben dayanamam diyorsanız kendinize bir suçlu ararsınız.Ve iki kalbi birden tüketmeye başlarsınız.Bir süre yüzü size tanıdık gelen her kimsenin ruhunun aslında nekadar yabancı ve acı olduğunu anlamaya başlarsınız..İşte şimdi siz gerçkten ölüme sürüklenen boş vitese takılıp uçuruma atılan kurban gibisinizdir.Bile bile tetiğe siz bastınız.Onunla yaşamak yerine bilerek yada bilmeyerek kendinizin katili oldunuz.


Suçlu kim O mu ?
ASLA.
o sizi sevemediyse siz onu çok sevdiyseniz kim ne yapsın ?
Kendinize gelin artık kalp asitiyle dolu kuyunuza kalbinizi atarak eritmeyin.Zorlamayın.
Onsuz O'nunla yaşmayı öğrenin.Öğrenin ki gerçek bir kalbi avuçlamanın ne kadar yüce birşey olduğuna erişin.

11 Ocak 2011 Salı

Sıcak Çikolata

Sıcak çikolata tadında aşk
Bazen tropikal ormanları ferahlığında
Bazen sert karasal.
Ne şiddetli yağmur söndürebilir ateşimizi
Ne içimizi ısıtan o tatlı yudumu söndürebilir o rüzgar.
Sıcak çikolata tadında aşk.
Sevgiye banmış,kalbe yaklaşmış..

Mektup

Sessizce bakakaldım..
Sadece izledim gidişini usul usul.

Zaten gitmeye meğilliydi biliyordum
Sadece fiili gerçekleştirmesini bekledim.
Bir kağıt tuttuşurdu elime ''ben gitmeden sakın okuma''dedi.
Merak etmedim.Ama beynim sözcüklerin arasında dolaşıp gidiyordu.Ve artık o gitmişti.Saatler geçti gidişinin ardından.Ellerim ellerimde dışarıyı izliyordum usulca.Hafifçe yağmur serpişiyordu yeryüzüne.Sokaklar yine ıslanacak,insanların acizliği yine kıyı köşelere saklanacaktı.Aklıma birden iki gün öncesi gelmişti.Ne yazdığını bilmediğim o sır mektup.Nereye koyduğumu unutmuştum heryerde onu aramaya koyuldum sonunda buldum.Yağmur giderek hızlanmıştı.Sokaklar sessizdi.Bu sessizliği seviyordum.Tüm herşeyden arınmış yağmur sesleri ve sokaklar.İnsanlar yok bomboş her yer.

Koltuğuma oturdum ve mektubu açtım.Sessizce okumaya başladım
''Sevgili sevgilim.
Okuduğunda çoktan gitmiş olacağım buralardan muhtemelen bir ayrılık trenine binip seni terketmiş olacağım.Bunları yazarken korkuyorum aslında.Çünkü sen benim ilkimdin herşeyimdin.Şimdi yine mantığın devreye girer senin ''öyleyse neden'' diye.İşin korkunç kısmıda burda başlıyor sevgilim.Küçücüktüm sana geldiğimde kalbim minnacıktı.Seninse kocaman.Sen öyle bir adamdın ki kocaman kalbine benim küçük kalbimi yaymıştın kalp damarcıklarına.Yavaş yavaş ellerim büyüdü seninle sonra kalbim.O kadar büyüdü ki dar gelir oldum kalbine.Biliyorum görüyorum kalbindeki çatlakları ''özür dilerim''.Farkında değilsin ama gözbebeklerin gittikçe büyüyordu banaikorkuyordum.Sevişirken çok canım yanıyordu ama söyleyemiyordum.Gözbebeklerin çok büyümüştü.
Teşekkürler Sevgilim.Kalbimi büyüttün kalbimi kalbine dar ettin.Mutluydum ama daha fazla dayanamazdım.Biliyordum gidişime sessiz kalacağını ve biliyordun ki bunları yüzüne karşı söyleyemeyeceğimi.Çünkü seni hala çok seviyordum.Bir nevi biz için bizden gidiyordum.''Saçma''diyeceksin.Ama deme sevgilim.Zarar görüyordu kalbim seni sevmek istiyordum sadece seni.Ve böyle olması içinde gitmem gerekli sevgilim.

(İlaçların üst çekmecenin sol tarafında sakın unutma.)

4 Ocak 2011 Salı

O Masal.

Tanr
ı ellerini çekmişti artık..Kanayan bir kalp vardı gülüşlerle bezenmiş mutluluk tablasonun pastel renkleri altında elleri vardı bir başkasının ellerine değen... hala sözcükleri vardır haykırmak istercesine.Sanki sanki birşeyler düğüm olmuştu boğazlarında konuşamıyordu..Gökyüzü çok karanlıktı.Ama sakin..İçinde bir çocuk ağlıyordu,Yapma gel diye.Ama sağır olmuş kulakları duymuyordu.Birileri vardıhala içinde eriyen kar tanesi gibi.Susadıkça kalbini eritiyordu.Gözleri kamaşmıştı onsuzluktan,her güzele sarılıyordu elleri onu arıyordu şüphesiz bir elleri vardı kimsesiz.nefesini hissediyordu hala ensesinde.O ilk baktığı anı nasıl unutabilirdi ki .. O kadar güçlü müydü ki beyni.Sonunda yenik düştü erittiŞimdi yapayalnız bir yabancıyla açmış kanatlarını onu sevmeye çalışıyor.O da biliyor kendini kandırıyor.bir ümit onu unuturumda bunu severim diyor.Ve her gece uyumadan önce bir masal dinliyor kulakları o masal ''yalan''.O masal aslında hiç yok.

2 Ocak 2011 Pazar

Sensiz Bir Yıl Daha

Bir yıl daha sensiz geçti.Nasıl geçti hiç anlamadım.Her sabah aynı telaş sanki gelecekmişsin gibi 365 gün aynı modda nasıl kalabilirdi ki insan ? Kaldım işte ben bi şekilde.Her gün aynı saatte uyandım.Sana baktım ilk önce.Acaba saçların hala aynı mıyıdı ? Parfüm kokunu unutur gibiyimdim acaba değiştirmiş miydin ? ..
Gelebilseydin eğer koklayacaktım saatlerce.Gözlerine bakıcaktım söz vermiştim kendime susarak izleyecektim.Beraber girecektik yeni yılımıza ve benimde 1 yılım seninle geçicekti.Sanki geçen bir yıl sen'le geçmiş gibi şizofrenik şekilde savaşıyorumdum sensizliğinle.Ama olsun dert bile etmiyordum.Nasıl olsa gelicek diye bekliyordum.
Yeni yıla az kalmıştı evdeydim.Telefonum kapalıydı.Gelen aptal mesajları okumak dahi istemiyordum.Hepsi birbirinin aynısı sadece numaralar değişikti.
.

Saat 23.00

'Ev hafif ılıktı 1 saat kalmıştı.Ümidim masanın üstünde yanan bir mum ışığı kadar giderek azalıyordu.Ama kalbim hala güm güm'dü.Gerçeği biliyordum.Sen yine gelmeyecektin.Ama işte yılda bikere olsa içten mutlu olmak istedim.Her geçen dakika bir tebessümü alıyor yerine kocaman boşluklar bırakıyordu.Her geçen saliesede şişede durduğu gibi durmuyordu alkol.Beynimi ele geçiriyordu.Tükeniyordum bir gece daha.Bu kaçıncısı bilemiyordum ..
Bir araba sesi geliyordu dışarda.Hemen fırlıyordum.Oysa alkol başımı döndürüyor yığılıyordum yere.Biliyordum sen değildin o ve hiç olmayacaktın.Yağan kar taneleri gibi eriyordum gün geçtikçe.Ama olsun şikayet bile edemiyordum.Seviyordum ya..

.
Saat 00.00. ( Sensiz Yıllara Sevgilim )
'Ve mutlu yıllara sevgilim.Sen gülücüklerle boğulurken ben sensizliğin önünde diz çökmüş Tanrı'ya yalvarıyordum.Sarhoştum özlemiştim işte.Düştüğüm durum umrumda bile değildi.
Minnetardım Tanrı'ya..
Bir yılım daha sensiz geçecek diye..
Bir yıl daha parçalara ayrılacaktım
Ama olsun..
Mutlu Yıllara Sevgilim.
Sensiz bir yıl daha..