26 Ağustos 2016 Cuma

Omuz




Ellerim yanarken dokunamıyorum hiçbir şeye.Alev almasından korkuyorum her güzel şeyin.Biriktirdiğim onca acı ve güzel şeyin.Sevdiğim her şeyin bana küfretmesinden korkuyorum.Bana küfretmenden korkuyorum sevgilim.

Omuzlarım sol boşluğa düşünce tutunacak bir dalım olmuyor.Salıyorum kendimi o acı çukur çemberime.Sevdiğim  hiçbir şeyin bana küfretmesini istemiyorum.Küs kalsın istemiyorum çiçeklerim bana.Dokunsam her şey kül olacak.Biliyorum sonrasını...Hiçbir şey küllerinden doğup gelmeyecek bana.

Tüm sevinçlerim ergenliğe yeni girmiş bir çocuk gibi.Hepsi girdiğim tüm evlerden kaçıyor yalın ayak.Arkasına bakmadan siliyorlar birer birer sümüklü mendillerine umutlarını.Ben çocuları çok seviyorum.Kimse kaçmasın istiyorum evlerinden.Mutlu olsunlar istiyorum.Acımasın kimse onlara.


Omuzlarım her gece sol boşluğa düşüyor.O acı çemberime.Sağ tarafım hâla hayatta çiçeklerimi suluyorum sağ tarafımla.Çürüyen sağ tarafımla.Dalgın dalgın.Sular taşıyor saksılarından.Islanıyorum.Gecem ıslanıyor .Acılarım ıslanıyor.Sol tarafım ıslanıyor.

Yani hiçbir şey küllerinden doğmuyor sevgilim.Güneş batıp çıkıyor.Ama hiçbir zaman aynı sıcaklıkta kalmıyor.





24 Ağustos 2016 Çarşamba

Zamansız





Ucu kırılmış kalemlerle sana yazıyorum ben.3 tane mumum var.Hızlı hızlı eriyen.Işık alıyor gözümü.Yazıyorum.Kırılarak yazabiliyorum hâla.Çoğu zaman ellerim acıyor yazarken.Umursamıyorum.Biliyorum çünkü her paragrafın sonunda sana çıkıyorum ben.Koca bir uçurum kalbin.Salıveriyorum kendimi.Çakılıyorum.Taaa en derine.

Sesimi duyuyor musun?

Büyük harflerle bağırıyorum sana.Hâla mı duymuyorsun?Sesimin sonunda iniyorum kalbinden.Her yerim yara bere.Öpsen de geçse.

İstemiyor musun ? -olsun.En zamansız yerde inerim ben.Zamansızlığa senden alışığım ben.Zamansız sevişlerin,gelişlerin - gidişlerin her şeyin zamansız.Dert etme alışığım.

Mumlar eriyor.Dalgalanan ışıklarını seyrediyorum.Tek cümleler yetmiyor artık körelmiş kalemlerime.Kalın kalın yazıyorum.Hepsi büyük harf.Bıçak izin var kalbimde.Kolay değil.Bilmezsin sen.Eskitilmiş,ayağı kırık koltuğunda sigaranı içmeyibilirsin sen bir onu sevmeyi bilirsin.Olsun sevgilim.Sen yine zamansız seversin beni.Ben yine zamansız dağılırım beyaz odalarda.Toplarımda kendimi.Hep dediğin gibi ; bu şehir deviremez seni sen güçlüsün hem de çoo..ook.Bak darmadağınım.Bi bok bildiğin yok.

Olsun.

Geçiyor.

Alışıyorum.

17 Ağustos 2016 Çarşamba

Sen Benim





Kalabalık masalarda tek başına oturmanın  verdiği hüzünden bahsedeceğim sana.Zamana dur diyemeyip altında ezilmenin verdiği hacminin yok olduğu o anları.Sen iyi bilirsin.

Ben senin kimsesizliğinim.Renklerin içinde kaybolup griye bulaşan ellerinim.Çok özledim ellerini.Ellerinin bedenime değdiğinde yaktığı her noktanım.Yüzüme bak.Ben senin sefilliğinim.Bu kadar sevgiye açken sokağa fırlattığın ayakkabılarınım.Nefret edip çok sevdiğin herşeyinim.

Yüzümü sakın unutma.Yüzümde oluşturduğun çizgilerim.
Yaşanmışlıklarım.
Kırıklarım.
Yorgunluğum.
Üstüne basıp geçtiğin çimlerim ben.

Sen benim yarım kalan her şeyimsin.Utanma bundan.Ben senin utandığın sen'im.Ellerinle şekil verdiğin o arsızlığın.Üstüne sinen sigara kokunum.

Yaşadıklarını inkar etsene.Edemezsin.Yaşadığım ve yaşattığım her şeysin sen.İnkar etsene.

Yüzümü sakın unutma.Bir gün kendini hatırlamak istersen yüzüme bak.Öyle sev kendini öyle nefret et kendinden.

Sen benim nefretim,kavgalarım,yarım kalan her şeyimsin.







12 Ağustos 2016 Cuma

Mavi



Elleri ceplerinde dolaşan huysuz bir adam oldum bu zamanlarda.Yararsız adam oldum çıktım.Çiçekleri sevmiyorum artık.Ektiğimiz çiçeklerin ölümlerini izliyorum.Sakin sakin.Susuz susuz ölüyolar gözlerimin önünde.Dumanlar üflüyorum üzerlerine.

Ölüyorum.Kurak ikliminde kendine sakladığın ağaçların gövdesinde ağır ağır.Sözlerin bittiği kültablalarının dibinde kalan küller gibi kokuyorum.Ellerim acıyor sana yazmaktan artık.Okumuyorsun.Hiçbirini okuyup eğmiyorsun başını.Ben yanarken gölgende susuz karşımda öylece duruyorsun.Soğuk acı kahveni içiyorsun.Hiç utanmıyorsunda artık.Kirli kupan iz bırakıyor dudaklarında.Sayfalarımda iz bırakıyor dudakların.

 Pes etmiyorum.Yine yazıyorum.İntiharım bu benim.Ve sen hâla orda değilsin.Kalp izlerini seviyorum.Çaresizliğim bu benim.Sen yanıyorsun ben ölüyorum.O sahilde.Bu mavilikte