21 Ağustos 2011 Pazar

Hayatın Neresinde.


Bir gökyüzü düşünün hergün gördüğünüz gökyüzndende mavi.Ya da gördüğünüzle idare edin derim.Eğer sokak araları size yakınsa birşeyleri özlediğinizi farkedersiniz.Çocuk sesleri gelicektir.Birden çocukluğunuzun geçtiği sokakları hatırlayacaksınız minik ellerinizi mahallenin güzellerini ya da o oyunlarınızı.Belki o anda gözleriniz bile dolabilir geri dönmek için o eski günlere.Buran buran çocukluk kokarsınız o dakikalar içinde.Annenize gidipte ağlayabilirsiniz onu çocukluğunuza döndermesi için.Tıpkı eskiden birşey istediğimizde almadıklarında yaptığımız bu numarayı tekrar bile yapabilirsiniz.Belkide hiç dönmek bile istemeyebilirsiniz.Hep kötü anılarla bezenmiş bir çocukluğunuz varsa siz zaten hiç çocuk olmamışınızdır..

Bir kaç yıl kaçar üstüne iki üç yıl daha eklenir.Ve artık elleriniz boyunuz kilonuz daha farklıdır.Hayata bakışınızı seçmek üzeresinizdir.Ya da bir ikilem içinde bile kalırsınız.''Doğru olan ne ? Ne nasıl olmalı ?''gibi.Belkide o yaşlarda ilk aşkınızı tanıyabilirsiniz.Daha doğrusu aşkı tanırsınız.İşte o aşk en özelidir en güzelidir.

Ve üstüne bir kaç yıl ve onun üstünede iki üç yıl daha eklenir.Ve artık elleriniz kocamandır ayak numaranız büyüüştür.Çok canınız yanıyoda olabilir ya da çokta mutluda olabilirsiniz.Bir gün aynayla karşılaştığınızda bu söylediklerimin hepsi ve daha fazlası gelir aklınıza.Derin bir nefes alır ''of''bile çekebilirsiniz.Neler yaşamışım neler atlamışım kimler vardı şimdi kimler yok diye..
Zaman öyle acımasız öyle güzel ki.Hem alıp veriyor.Zamana isyan etmek boşa.O tıpkı bir ilah gibi yenilmesiz.Ona karşı koyamayız ve koymaktanda vazgeçmeliyiz.Sadece güzel bir şekilde yaşamamız gerekir.

Şimdi tekrar gökyüzüne bakmak gerekir çocukluğumuzla aynı mı diye.Belki biraz düşünmeliyiz bunun üstünde.Biz hayatın neresindeyiz,ne yapıyoruz ? '' diye..

18 Ağustos 2011 Perşembe

Özlem Dolu Merhaba

Hiç ummadığınız bir gece size gelen bir ''merhabayla''geçmişe dönersiniz.Olan biteni çoktan kafanızda bitirseniz dahi o geçmişi bir tokat gibi yüzünüze çarpar,gülümserseniz.Ve bir bakmışınız geçmişi tekrardan yaşıyor gibisiniz.Tabii bir farkla.Artık ne siz onunsunuzdur ne de o sizin.Ama önemli olanda başkalarının olsanız bile hala sıcak bir ''merhabayı''birbirinizden esirgememenizdir..Böyle olduğu içinde o unuttuğunuz belkide yeniden hissetmek istediğiniz duygunun depreşmesine neden bile olabilir.İster istemez bu pekte elde olmuyo. : )

-Gece yarısını çoktan geçmişti sabah ezanının okunmasına saatler kala bir merhaba tüm gecemi altüst etmişti.Sıcak bir ''merhaba'' özlem dolu.Aklınızdan geçse dahi bir taraf hep daha pasifize etmek ister kendini.Çünkü artık o başkasınındır ve umut yoktur.Olsada birşeyleri değiştirmek istemenin garantisi var mı ki ?

-Saatler geçti ve o en güzel anılar bir çiçeğin parçaları gibi kalplere serpiştirilmişti.Herşey özlem dolu herşey çok samimiydi.Ve aşk kokan o şarkı girmişti.Güzeldi herşey sanki kimse yokmuş gibi..Sanki kimseye karşı bir sorululuğumuz yok gibiydi.Tatlı bir kaçamak gibi.Saatler geçtikçe artan özlemi artık saklamanın anlamsız olduğu dakikalardan birindeydik.Birbirmize deli gibi kenetlenmiş planlar kuruyorduk.Aslında hep yapmak istediklerimizdi.Sadece geçmişin tozunu atmak istedik ve sözleştik.Ve o kutsal ilan ettiğimiz o ayı beklemeye koyulduk.Güzeldi özlem doluyduk.

Anladım ki ''aşk adımlarını''çok özlemişim.Aslında esas istediğimi kaybetmenin verdiği bir utangançlık varmış yıllardır herkesten sakladığım
Anladım ki aslında O'ymuş kimseye bahsetmediğim sürekli anlattığım kişi..

Özlem dolu bir merhaba için teşekkürler

6 Ağustos 2011 Cumartesi

Artık O Başkası.

Tüm yorgunluğuyla tam karşımdaydı.Yavaş yavaş geldi ve sımsıkı sarıldı boynuma.O anda ne hissetim bilemedim bi isim koyamadım.Çünkü yüzündeki yorgunluğundaydı aklım.yol yorgunluğu değildi bu kalbi okadar yorulmuş yıpranmış şarjı bitmiş gibi bir cihaz gibi avucumdaydı kalbi.Avucumda ve başka şekilde atıyordu.Biraz zoraki gibi.Sadece yaşamak için atıyordu.Uzun bakamadım yüzüne belkide bakmak istemedim ama o hayal ettiğim umut dolu kızı çoktan öldürmüştü elleriyle.Benimle dans edebilicek kadar gücü var mıydı bilemiyorum.Hala bilemiyorum.Uzakken herşey su gibiydi gayet açık ve net suya yaklaştıkça bulanıklıklar arttı arttı su kirlendi.Ve suyumuz artık kirliydi.Tanımadığım cisimler yüzüyordu yüzeyimizde.Kalplerimiz yavaş atıyordu.Ben hala umut doluyken onun kalbi hala yavaş yüzü hala yorgundu.Ve o anda bitti hayallerim.Bu benim partnerim olamazdı.Güçsüzlüğe tahammülüm yoktu ve o güçsüzdü.Bir ilkti ve ben ona dayanıyordum.Aşık değilim ya da başka bir şey.Sanırım bir umut.Evet sadece bir umut bir ışık görür gibi oldum uzakta.Belki de görmek istedim.Bilmiyorum.
Şimdi geri dönmek için yola çıkıyorum.başka ışıklar görür gibiyim.Ve onun ki çok zayıf.
Şimdi gitmeli miyim yoksa biraz daha umutlarım için savaşmalı mıydım ?
-Ama artık onun için umutlarım bile yoktu.
O önce kendini tüketti sonra benim umutlarıma yeltendi.Ve başardı.
Neydi ? Ne olmuştu ? - bilmiyorum.
Bildiğim tek şey onun yorgun benim umut dolu olmamdı.

Ve o artık yok sadece adı var.
Ve onun için umutlarım yok sadece umutlarım var ışığını bekleyen
Ve o artık o bulanık bir su gibi.
Yıllara yenilen
Parçalanmış bir kalbi olan
Kalbi ezilen
Ve artık o .. 
O bir başkası hayran duyduğum birisi değil.
Ve artık o vücudunu kalbine siper almış
Kalbi alınan bir asker gibi
Ve  O bir başkası hiç ısınamadığım yabancı biri
O artık benim değil.

2 Ağustos 2011 Salı

'Aşk Nasıl Gelir

Bazen hayallerinizin size nasıl geleceğini bilemezsiniz.Ama eminim ki bir hediye paketinden çıkabilicek kadar küçük ama değerli şeyler tercih etmeyiz.Aslında ederiz.Ama çokta büyüğe kaçmayacak şeylerdir.Yani elimize ulaşacak kadar küçük şeyleri.Şöyle ki bir fotoğraf makinası isteyebiliriz.Çokta güzel olur hayalimizde olur,lakin bir zamanlar benimde böyle bi hayalim vardı.Ve oldu artık okadarda büyük gelmiyor.Ama anlayabiliyorum.Yahut vitrinde gözüken o ışıl ışıl taşları olan sıradışı ama bi okadarda sade ayakkabı size verilse kenidinizden bile geçebilirsiniz.Peki bir aşk'ı hediye paketinde alabilir miydik ? -Tabikide hayır.Dediğim gibi hayallerinizin size nasıl geleceğini bilemezsiniz.Konumuz tabiki yine aşk aşk aşk.Çünkü dünyadaki en güzel olgu bana göre.Acısıyla tatlısıyla.Ki ''aşık''olmayı hayal eden ''aşk''isteyen ve bunu artık hayatımızın bütünü haline getirmiş milyarlarca insan bulabilirim.Bulmama gerek yok.Yazılanlara gözatılsa zaten herşey açıkça ortaya çıkar.Ki herşey ortada.

'Aşk Nasıl Gelir ?

Aslında buna verilecek bir cevabım yok.Yani şöyle ki bir kokuylada gelebilir,bir partidede.Sanırım benimkisi biraz farklı.Benim ''aşk''ım gökyüzünden geliyor.-Hayır hayır bir ölüye aşık olmadım.Sadece bir iki durak varken aramızda şimdiyse koca gökyüzünü aşıp bana gelecek.Yıllardır beklediğim birşeydi bu.Ve birgün olacağını biliyordum.Yıllardır söylenen bana ''artık bir sevgilin''olsundu.Aralarda oldu tabi ki ama hepsi olsun diye olanlardı.Evet bu yazımı okuyupta ''vay göt demek öyle 'diyebilirsiniz.Sizden özür diliyorum ama öyleydi.Çokta takmayın zaten.Yıllardır bekledim kafamdaki tatlı insanı.Yıllardır sapmadan doğru bir şekilde beklemeye çalıştım.Ve yaptımda.Şimdi o tüm sevimliliğiyle ve yorgunluğuyla karşımda bana sarılmak için koşacak.Sanırım çok güzel bir duygu olacak.Gelicek zaman ekiyle konuşuyorum çünkü bu yazıyı yayınladığımın öğleni kollarımda olacak.Ve ilk kez birine bukadar candan sarıldığımı hatırlayacağım.

Uzatmanında alemi yok aslında.Diyeceğim o ki ''siz siz olun aşk için hayaller kurmaya devam edin.Aralarda bedenler tanıyın bir kalbe dokunun ama kalbinizi folloşlaştırmayın.Ve istediklerinizi bekleyin.Eğer inancınız sonsuzsa kendinize mutlaka o kalbinizde atacak.Bedeni yanınızda olacaktır.Evet daha önce aşık olup içiniz yanmış olabilir ama bu demek değildir ki yeniden birisini sevemeyeceksiniz,birine dokunmak istemeyeceksiniz.Hayallerinize inanın ve onu fazla kirletmeden bekleyin.O sizi mutlaka karşılayacaktır.(ya da benim gibi havalimanından karşılamak durumundada kalabilirsiniz :) )

HOŞGELDİN :)   ( iyi yolculuklar )