23 Aralık 2016 Cuma

Cumartesi



 İnsanın göz kapakları nasıl ıslanır sende öğrendim ben.Hiç yetişemiyorum sana.Uzay boşluğunda sallanıyor kelimelerim.Hiç okumuyorsun hiç uymuyorsun hep içiyorsun hızlı hızlı sürekli.Hep sevişiyorsun.Her ter damlan göz kapaklarımı ıslatıyor acı acı.Önümü hiç göremiyorum sayende.Hiç acımıyorsun bana yine uyutmuyorsun bu gece de.Yine bir pazar akşamı küsüp gidiyorsun.Hem de hiç özlediğini söylemeden.Bakakalıyorum.Su da dökmüyorum arkandan.

Yine geliyorsun.Her cumartesi.Usulca gövdeme yatıp sevdiğim şarkıları söyleyip yine gidiyorsun her pazar.Pazarları sevemedim.Sana da minnettarım.Her şey için.Yine ıslanıyor göz kapaklarım.Yine özlemediğini söylemeden gidiyorsun bu pazar.yine yine.Hiç bitmiyor yineler.Sen gittikçe ben kaçıyorum kendimden.Mumlar söndü.Birkaç kitap sayfası yırtıldı.

Issız sokaklarda dökülen omuzlarımı topluyorum.Sokak köpekleri havlıyor arkamdan.Siyah olanı gelip avuçlarımı yalıyor.Öptüğün ama hiç sevmediğim avuçlarımı.Kırmızıdan nefret ediyorum.En çok kırmızı rujun sana yakıştığını unuttum bile.Yine göz kapaklarım ıslanıyor bu pazar.Ve biliyorum yine gelecek o cumartesi.Hızlı hızlı koşuyorum gece cihangir sokaklarında.Patlamış sokak lambalarının altında soluklanıyorum.hızlı hızlı hızlı koşuyorum yine de yetişemiyorum sana.

Dur biraz.Nefes al.Bir ilk yap beni özlediğini söyle bu cumartesi.Omuzlarımı topla.Öp omuzlarımı.

22 Aralık 2016 Perşembe

Yosun



Her şeyden uzak kalabilmenin mümkün olduğunu biliyorum.,Hep daha ileride.İleride kocaman ağaçların olduğunu da.O ağaçların dallarını kıranlara hâla küs olduğunu da.Kökünün yosun tutmuş olduğuna şahit olanların nasıl sevgi kustuklarını gördüm kumlara.Koca yapraklar arasında nasıl uyuya kaldıklarını nasıl sessiz  şarkı söylediklerini ve nasıl saklandıklarını da gördüm ben.

peki sen hiç dizine yatan birine masal anlattın mı ?
en sevdiği şiiri uyandırmadan okudun mu ? 


dile her şey kolay geliyor.Gitmek bana da.Hiç gelmemek sana da.
hiç konuşmamak hiç olmamak hiç hiç hiç koca götlü bir -hiç.


Koca bir ormanda susadığında susuz kalmayı da çok iyi biliyorum ben.Ben en çok susmayı biliyorum.Gidene dur dememeyi gelmek isteyene gel dememeyi biliyorum ben.Köküm yosun tutmuş bir ağacım ben.İçten içe çürüyen.Ama hâla güzel.Gökyüzü gibi güzel.Deniz gibi.Kum gibi.Yunuslar gibi güzel.Ama köküm yosun tutmuş bir kere.Bin kere.

  saçlarının arasına kaçan kum tanelerini temizleyen oldu mu hiç ?
  sığındığın gemiden seni fırtınalı havada kara denize atan bir kaptan ?

  merhaba kaptanım.
















16 Aralık 2016 Cuma

SON-BAHAR






ikinci son-baharı anlat onlara
bıkmadan
vazgeçmeden.

defterlerinin arasında unuttuğun gül yapraklarını nasıl sevdiğini anlat
döktüğün her gözyaşının nasılda yeşerttiğini
kışımı nasıl bahara çevirdiğini.

bir iyilik yap kendine.hep iyi ol

içindeki közlerini söndür,dans etmeyi hatırla.onlara nasılda özgürce dans edebildiğini göster.bu son-baharda.
Utanma...gül ki çiçekler açsın kaldırımların.

umay oku mesela.hem yaralarına tuz olsun hem de yara bandı.yaralarını çok sev mesela.yaralarınla büyüyeceksin

sonbahar bu.
sonbahar büyümek demeki acılarla
ne güzel büyüdün.
ne güzel koktu saçların.

sev yaralarını,yaralarını sar.

kökünden kopan papatyalara nasıl şefkat gösterdiğini unutmam
hepsi dünden kalan yaralarındı senin

saçlarını yara

topuklarını kırma

ikinci sonbahar ol.sararma

17 Kasım 2016 Perşembe

Duasız Bırakma Beni





Ellerinle yüzüme dokunduğun ilk an geldi aklıma.
İlk öptüğün günde o gündü zaten.
Tir titriyordu her yerin.
Hiç unutmam.
Bir yaz gecesinde oturduğumuz soğuk kaldırımda.Kırmızıya boyalı olan hani.
Sol tarafında yanıp sönen sokak lambası,altımızdan geçen arabalar.Gözden kaybolan herkes.
Tüm yıldızlar bizi izlerken

Saat henüz gece yarısı

Ölsemde unutmam.Nasıl unuturum?

Öpmeyi yarıda kesip kısık sesle 'sarıl bana'deyişini.
Bak ben hâla unutmadım.Unutmak nedir unutturdun.

Sonra herkese başkaldıran bir ses tonuyla 'keşke hep böyle kalsak'deyişini.

Ne sen öyle kalabildin ne ben o günü unutabildim.Sen çiçeklerimizi kökünden sökerken ben yeniden ektim.

Olsun...

Ben yorulmadım.
Yeniden gel yeniden sök.Sen yine kandır beni kimsesizliğinle.
Sevgiye açlığınla.Ben yine ısıtır kalbimi kalbine koyarım.Mis kokar dünyan.Sen yine gel.

Gitmek istediğin günden beri hep üşüdüm yaz geceleri.Sayende sıkı giyinmeyide öğrendim.Hiç hasta olmadım.Her sabah yaptım en sevdiğin çikolatalı pastanı.Bayatladı attım.Pes etmedim yine yaptım.

Sen yine gel.Yeniden sök ektiğim çiçekleri.Ben yorulmam ekerim.Sen yine gel.

Duasız bırakma beni.

Tanrı üzülür. 

4 Kasım 2016 Cuma

Yağmurlu Kasım




Sen neresinde kalıyorsun bu hikayenin bilmiyorum artık.Ben bana layık gördüğün bayırdan aşağı yuvarlanıyorum.Ellerim çizik çizik.Islanıyorum da yinede pes etmiyorum beklemekten.Hiç uğramıyorsun artık yollarıma.Sahi hiç mi özlemedin hiç mi aklına gelmez oldum ? Yinede şikayet etmiyorum.Buymuş deyip devam ediyorum kör kasıma.Anılarda yetmiyor artık mutlu olmama seni anmama.Öylesine kara boşluk bende ki.Dedim ya şikayette etmiyorum artık.Ne yollara kızıyorum ne sana ne de kendime.Seyirci kalıyorum kendime.Ellerime.Çok yollardan geçiyorum hani olurda belki karşıma çıkarsın diye.Beni de az çok biliyorsun artık görsemde gelmem yanına.Titrer kalbim.

Artık biliyorum bu hikayeden göç edip gittiğini.Bendeki de deli saçmalığı.İnatla pes etmiyorum senden benden bizden.Kolay değil.Benim için hiç kolay değil.Benim en büyük gücümde bu.Sevgimden de öte bir kaçış.Sonu olmayan koca bir kaçış.

Kimisi hâla en güzel şarkısını dinliyor bu yağmurlu kasımda
Kimisi hâla gelmeyecek olanı bekliyor bu yağmurda.

Biliyorum ne yağan yağmur geri getirecek ne doğan güneş.İkimizde öleceğiz koca çınarların gölgesinde.

21 Eylül 2016 Çarşamba

Veda




Vedaların mevsimi ve sonrası olmaz sevgilim.Zamansızlığı olur.Kışa döndürür kalbi.Kalp hep üşür.Sabit bi yerde kalır insan.Haberin yok sanırım bütün bu olanlardan.Daha az mutlu oluyor insan daha az gülüyor daha az seviniyor her şey hep daha az oluyor.İzin vermedim ben kalbime.Kalbime hiç kış gelmedi.Ama daha az güldüm daha az mutlu oldum.Her şey daha azdı.Kalbimi hep ılık tuttum.Seninle.

Ben hâla en son o yerde takılı kaldım.Yüzünü saatlerce izlediğim o yaz gününde.En sevdiğim beyaz gömleğim vardı üstümde.Hâla en sevdiğim gömleğim o.Hâla sen kokuyor.Titreyen ellerin hâla gömleğimin üzerinde.Ne zaman kalbim kış tutacak olsa o gün geliyor aklıma.Gülüyorum kalbim ısınıyor.Yüzündeki her bir noktayı ezberlediğim o günde.O gün bir kez daha anladım sevgilim.Sen en güzeldin.En güzel hikâyemdin.Karşımda titreyen kalbinle gülüyordun.Avuçlarımdaydı yüzün.O gün son kez avuçlarımdaymış yüzün.Bilemezdim.Bilsem hiç bırakır mıydım?Daha sıkı sarılmaz mıydım hiç ? Daha güzel öpmez miydim?

Ben arada hâla gidiyorum o yere.Sanki sürpriz yapacakmışsın gibi.Arkamdan gelip soğuk ellerine gözlerimi kapatıp yeniden hiç bırakmayacakmışsın gibi bekliyorum.Biliyorum.Ne sen geleceksin ne de bir daha kimsenin beni öyle güzel öpmeyeceğini.Beni en güzel sen öptün.En güzel sen sarıldın bana.Ama en çokta sen bıraktın beni.Her defasında bir kez daha bırakıyorsun beni.Hiç yorulmadan.Sahi hiç mi yorulmadın beni bırakmaktan.Ben de hiç yorulmadım beklemekten.dedim ya yetmedi gitmen kalbimi kışa döndürmeye.Ben her gün yeniden doğuyorum her gün yeniden ölüyorum.

Vedaların mevsimi olmazmış lâkin eylül bir başka...sevgilim.






20 Eylül 2016 Salı

Bırakalım(RAKI)




Böyleydi işte bazı geceler...

Gece hep içime dolardı benim.Avuçlarımda yıldızların tek tek kayışını izlerdim.Her yıldız kaydığında bir tek dileğim vardı.Mâlumun.Yabancı değilsin konuya.Çok mektup biriktirdim.Her gece en az dört tane.Hiç bitmedi o mektuplar.Ve hiç okunmadılar.Zarfları buruş buruş.Bi mânası elbet vardı bu durumun.Bilene aşk doğuyordu.Benimse gece içime...

Karanlıkta dans ederken hiç görmedin beni sen.Sen hiç dans etmedin benimle.Sen yürüdükçe ben arkandan koştum.Koştum yetişemedim.Bak gece nasılda doluyor içime.Bir yıldız daha kayıyor ve ben yine bir dilek tutuyorum.Mâlumun.

Eylül dalga geçiyor gibi benimle.Çok üşümek istedikçe ter basıyor.Henüz yağmurda değmedi tenime.Sahi çok zaman oldu di mi ? Şimdi şerefine kalkardı bi kadeh ve gerisi gelirdi bu eylülde.Biliyor musun ben rakıyı eylülde sevdim.Ne tesadüf ki tam da bugün.Şimdi olsa ne içerdik di mi karşılıklı.Ben mahçup yüzünde kaybolurdum sense şaşkın şaşkın yine bana bakardın.Olsun be.Bırakalım gece benim içime dolsun.Bırakalım özleminden bin düzine daha kırayım kalemlerimi.Bırakalım...



11 Eylül 2016 Pazar

Gündoğana Kadar




Göz kapaklarım ağırlaşıyor bugünlerde.Uyumak istiyorum sen gelene kadar.Sessiz kalışlarımdan yoruldum artık.Yüreğim avaz avaz.Halden düştüğümü gör istemiyorum.Sen beni hep uyuyo bil istiyorum.Eğilmiyorum önünde.Okunacak kitaplarım bir hayli birikti.Açamıyorum gözlerimi.Ayaklarım dahi gitmiyor bir yere.

Eylül geldi.Üşüyorum.En sevdiğim hırkamda yetmiyor ısınmama.Sen gelene kadar uyumak istiyorum.Bir gece kal benimle.Yeniden anlat inandığın o masallara.İnandığın tek kahraman ben olayım istiyorum.Yeniden.Yeniden söyle sevdiğin şarkıları.Bir tek bana.Ve bir tek bana yaz hikayelerini.

Yumuşak tenini ve incecik belini çok özlüyorum bu eylülde.Konuşmasakta olur.Sessizliğinide özlüyorum.Sana dair ne varsa işte...Buram buram tütüyor satır aralarında.Her gece atlıyorum o uçurumdan.Dibinde aşk varsa tutar diye
Kırılıyorum.Her gece her gece.Gündoğana kadar.




26 Ağustos 2016 Cuma

Omuz




Ellerim yanarken dokunamıyorum hiçbir şeye.Alev almasından korkuyorum her güzel şeyin.Biriktirdiğim onca acı ve güzel şeyin.Sevdiğim her şeyin bana küfretmesinden korkuyorum.Bana küfretmenden korkuyorum sevgilim.

Omuzlarım sol boşluğa düşünce tutunacak bir dalım olmuyor.Salıyorum kendimi o acı çukur çemberime.Sevdiğim  hiçbir şeyin bana küfretmesini istemiyorum.Küs kalsın istemiyorum çiçeklerim bana.Dokunsam her şey kül olacak.Biliyorum sonrasını...Hiçbir şey küllerinden doğup gelmeyecek bana.

Tüm sevinçlerim ergenliğe yeni girmiş bir çocuk gibi.Hepsi girdiğim tüm evlerden kaçıyor yalın ayak.Arkasına bakmadan siliyorlar birer birer sümüklü mendillerine umutlarını.Ben çocuları çok seviyorum.Kimse kaçmasın istiyorum evlerinden.Mutlu olsunlar istiyorum.Acımasın kimse onlara.


Omuzlarım her gece sol boşluğa düşüyor.O acı çemberime.Sağ tarafım hâla hayatta çiçeklerimi suluyorum sağ tarafımla.Çürüyen sağ tarafımla.Dalgın dalgın.Sular taşıyor saksılarından.Islanıyorum.Gecem ıslanıyor .Acılarım ıslanıyor.Sol tarafım ıslanıyor.

Yani hiçbir şey küllerinden doğmuyor sevgilim.Güneş batıp çıkıyor.Ama hiçbir zaman aynı sıcaklıkta kalmıyor.





24 Ağustos 2016 Çarşamba

Zamansız





Ucu kırılmış kalemlerle sana yazıyorum ben.3 tane mumum var.Hızlı hızlı eriyen.Işık alıyor gözümü.Yazıyorum.Kırılarak yazabiliyorum hâla.Çoğu zaman ellerim acıyor yazarken.Umursamıyorum.Biliyorum çünkü her paragrafın sonunda sana çıkıyorum ben.Koca bir uçurum kalbin.Salıveriyorum kendimi.Çakılıyorum.Taaa en derine.

Sesimi duyuyor musun?

Büyük harflerle bağırıyorum sana.Hâla mı duymuyorsun?Sesimin sonunda iniyorum kalbinden.Her yerim yara bere.Öpsen de geçse.

İstemiyor musun ? -olsun.En zamansız yerde inerim ben.Zamansızlığa senden alışığım ben.Zamansız sevişlerin,gelişlerin - gidişlerin her şeyin zamansız.Dert etme alışığım.

Mumlar eriyor.Dalgalanan ışıklarını seyrediyorum.Tek cümleler yetmiyor artık körelmiş kalemlerime.Kalın kalın yazıyorum.Hepsi büyük harf.Bıçak izin var kalbimde.Kolay değil.Bilmezsin sen.Eskitilmiş,ayağı kırık koltuğunda sigaranı içmeyibilirsin sen bir onu sevmeyi bilirsin.Olsun sevgilim.Sen yine zamansız seversin beni.Ben yine zamansız dağılırım beyaz odalarda.Toplarımda kendimi.Hep dediğin gibi ; bu şehir deviremez seni sen güçlüsün hem de çoo..ook.Bak darmadağınım.Bi bok bildiğin yok.

Olsun.

Geçiyor.

Alışıyorum.

17 Ağustos 2016 Çarşamba

Sen Benim





Kalabalık masalarda tek başına oturmanın  verdiği hüzünden bahsedeceğim sana.Zamana dur diyemeyip altında ezilmenin verdiği hacminin yok olduğu o anları.Sen iyi bilirsin.

Ben senin kimsesizliğinim.Renklerin içinde kaybolup griye bulaşan ellerinim.Çok özledim ellerini.Ellerinin bedenime değdiğinde yaktığı her noktanım.Yüzüme bak.Ben senin sefilliğinim.Bu kadar sevgiye açken sokağa fırlattığın ayakkabılarınım.Nefret edip çok sevdiğin herşeyinim.

Yüzümü sakın unutma.Yüzümde oluşturduğun çizgilerim.
Yaşanmışlıklarım.
Kırıklarım.
Yorgunluğum.
Üstüne basıp geçtiğin çimlerim ben.

Sen benim yarım kalan her şeyimsin.Utanma bundan.Ben senin utandığın sen'im.Ellerinle şekil verdiğin o arsızlığın.Üstüne sinen sigara kokunum.

Yaşadıklarını inkar etsene.Edemezsin.Yaşadığım ve yaşattığım her şeysin sen.İnkar etsene.

Yüzümü sakın unutma.Bir gün kendini hatırlamak istersen yüzüme bak.Öyle sev kendini öyle nefret et kendinden.

Sen benim nefretim,kavgalarım,yarım kalan her şeyimsin.







12 Ağustos 2016 Cuma

Mavi



Elleri ceplerinde dolaşan huysuz bir adam oldum bu zamanlarda.Yararsız adam oldum çıktım.Çiçekleri sevmiyorum artık.Ektiğimiz çiçeklerin ölümlerini izliyorum.Sakin sakin.Susuz susuz ölüyolar gözlerimin önünde.Dumanlar üflüyorum üzerlerine.

Ölüyorum.Kurak ikliminde kendine sakladığın ağaçların gövdesinde ağır ağır.Sözlerin bittiği kültablalarının dibinde kalan küller gibi kokuyorum.Ellerim acıyor sana yazmaktan artık.Okumuyorsun.Hiçbirini okuyup eğmiyorsun başını.Ben yanarken gölgende susuz karşımda öylece duruyorsun.Soğuk acı kahveni içiyorsun.Hiç utanmıyorsunda artık.Kirli kupan iz bırakıyor dudaklarında.Sayfalarımda iz bırakıyor dudakların.

 Pes etmiyorum.Yine yazıyorum.İntiharım bu benim.Ve sen hâla orda değilsin.Kalp izlerini seviyorum.Çaresizliğim bu benim.Sen yanıyorsun ben ölüyorum.O sahilde.Bu mavilikte

31 Temmuz 2016 Pazar

Siktir Git




Yazmayı benim kadar sevdiğini biliyorum.İyi yazamadığınıda.Bir şeyler yazardın benim sana yazdıklarıma karşı.Hepsine tebessüm edip geçmiştim.Yazarken bile elin okadar korkaktı ki...

En son hikâyen...Yazdın.Bu en iyi hikâyen.Hikayelerimi sevdiğimide artık öğrenmiştin.Ama bu hikâyene hiç gülmedim.Hiçç.

Hikâyenin özeti tam olarak şöyle;sen kendini bulutlara çıkarmış göklerde raks ederken ben ayak seslerinin çıkardığı çarpmayla yağmurlar altında ellerim cebimde seni bekliyordum.Dilimde ezberlediğim,tükürdükçe dilimde nasırlar çıkaran şiirleri haykırıyordum ıslak kaldırımlara.Ben şiirler ezberledikçe sen daha çok tepinmeye başlamıştın.
Daha çok.Her şey daha çoktu.Daha çok yağmur.Daha çok nasır.

Sen görmedin ama ben ağladım.Sana ağladım.Bana ağladım.Kavga bile ettim.Analara küfrettim.Tiksindim kendimden.Ama hâla ellerimde papatyalar vardı.Yollarında beklerken.

Sen güneşi yanına alıp beni karanlığa mecbur kıldığın o pazartesi günü.Saat tam 14.00! Güneşin en tepede olduğu zamanda güneşimi aldın benden.Aralıksız çok güldüm.Duvarlara güldüm.Aynalara güldüm.Anneme güldüm.Ama en çok sana güldüm.

En sevdiğin kelimeyi söyledim arkandan.SİKTİR GİT.Yüzüne söyleyemedim üzülme diye.Ben sen olamadım malesef.Karanlığa güldüm ben.Ortada kalışımın sen haline güldüm ben sevgilim.Hiç acımadan güldüm.

Siktir olup gitmene de güldüm.Nasırlarımın artık canımı yakmadığına da.

s i k t i r   g i t .

30 Temmuz 2016 Cumartesi

Git Artık Sevgilim



Yeniden yüzüne bakabilmek zor bu saatten sonra.Fermanını verdiğim bu hikayeyi yeniden yazmaya taakatim yok güzel sevgilim.Kimlere açtıysan kalbini orda kal.Anladım ki yanım yanın değil.Dudakların ödünç kalbin emanet.Geldiğm yolları yürüyerek aştım.Sen de öyle yap.

Yırtıp attığım sayfaları birleştirsende bir kere yırtıldı artık sayfalar.Midem bulanıyor sevgilim.Gördükçe midem bulanıyor.Ne varsa güzel olan her şey hepsi çöpe atılmayı bekliyor.Kahramanı sensin bu hikayenin.Katili de.Küfretmiyorum sevgilim.Midem bulanıyor.Anlıyorsun değil mi ? Bari son kez anla ve git.Yanım yanın değil.

Başka hikayelere kalem tutuyor elim.Sana değil.Git artık sevgilim.Annene geç kalma.Son kez sarıl öyle git.Kalmasın bir ukte.Kalmasın artık hasret.Ait olduğun o zavallı hayatına git.Çiçek kokan yollar sevgi kokan vücutlar sana göre değil.Öğrendim.Öğrettin sevgilim.

Bak yine midem bulanıyor.Git.

24 Temmuz 2016 Pazar

Siyah Balon




Sen ki benim herkeslerden sakladığım ilk aşk izim.Hiçbir ışık aydınlatmıyor şimdilerde geceleri.Gündüzlerinse vay haline.Güldüğün zaman utanan çiçekleri hatırlatmalıyım sana.Kendini hiç sevmeyen sana.Ellerinin soğukluğundan utanan sana.Elini tüm sevgimle ısıtan ben.Ben hatırlıyorum hâla kim olduğunu.Ama sen ? Çoktan yitik bir kahramansın kırık kaldırım taşlarının altında.

Yarım kalmış hikayelerden çoğalıyorum sana.Her bir cümle kalbime atılan bir neşter.Suskunum.Susmayan ben daha önce hiç böylesine susmamıştım.Saksılara ektiğimiz her fidan bana bakıp alay ediyor kimsesizliğimle.Yürüdüğümüz yollar sevmiyor artık beni.Dibime kadar mutsuzum.Mutlu musun bıraktığın saksılarla beni.Gülmüyor.Güneş yüzüme gülmüyor.Yüzüme patlıyor balonlar.Katran karası gibi siyah balonlar.

Siyah Balon




Sen ki benim herkeslerden sakladığım ilk aşk izim.Hiçbir ışık aydınlatmıyor şimdilerde geceleri.Gündüzlerinse vay haline.Güldüğün zaman utanan çiçekleri hatırlatmalıyım sana.Kendini hiç sevmeyen sana.Ellerinin soğukluğundan utanan sana.Elini tüm sevgimle ısıtan ben.Ben hatırlıyorum hâla kim olduğunu.Ama sen ? Çoktan yitik bir kahramansın kırık kaldırım taşlarının altında.

Yarım kalmış hikayelerden çoğalıyorum sana.Her bir cümle kalbime atılan bir neşter.Suskunum.Susmayan ben daha önce hiç böylesine susmamıştım.Saksılara ektiğimiz her fidan bana bakıp alay ediyor kimsesizliğimle.Yürüdüğümüz yollar sevmiyor artık beni.Dibime kadar mutsuzum.Mutlu musun bıraktığın saksılarla beni.Gülmüyor.Güneş yüzüme gülmüyor.Yüzüme patlıyor balonlar.Katran karası gibi siyah balonlar.

15 Temmuz 2016 Cuma

Sen Yanımdayken



İçimi kemiren her neyse rahat durmuyor bir türlü.Sürekli bir yürüme isteği sürekli bir koşma isteği.Yazdıkça bitiremiyorum.Yazıyorum yazıyorum sonra siliyorum.İçimin acıdığını hissediyorum.

Sana değil.

Külleriyle bırakıp siktir olup gittiğin anılara acıyor içim.Daha gideceğimiz yüzlerce yer varken iki satıra sığdırıp gitmeni kabul etmiyorum.Hem de bu kadar büyük özlemişken seni.Sen kendi korkuların yüzünden beni harcadın.Önce beni harcadın sonra kendini.Yetmedi anılarıda harcıyorsun ışık girmeyen odanda.Sigara kokan odanda.

Hayır.Kabul etmiyorum.

İki satıra sığdırıp siktir olup gitmeni kabul etmiyorum.Ben hala yollardayım.Bir deste dolu anıyla.O en güzel 1 haftayla.Yeşillerden taş duvarlara koşuyorum.Terliyorum.Çok terliyorum ama hiç kötü kokmuyorum.Yollarım benim hala aydınlık kenarlarda çimler.Bak ben mis gibi kokuyorum.

Sen yanımdayken.

13 Temmuz 2016 Çarşamba

Tükürük





Bu sabah uzatabildiğim kadar uzattım yolları.Km'lerce yürüdüm nefes ala ala.Bitmedi yollar.Ayaklarım önce Galataya götürdü beni.Geniş omuzlarıma ilk ozaman yatmıştın.İlk ozaman özlemeye başlamıştın beni sabahın 07.43'ünde.İlk ozaman düşmüştün aklıma.

Durduramıyordum kendimi.Sürekli ileri diye diye maçkayı buldu ayaklarım.Hani ilk buluştuğumuz yer.İlk oturduğumuz yerin karşısına oturdum hemen.Daha seni görmeden kızdırmayı başarmıştın beni.Bugün yine öyleydim.Kızgın ama sakin.Sakin bir şekilde izledim seni.Bu sefer utanmıyordun benden.Gülerken artık elin ağzına gitmiyordu.Sevemedim bu halini.

Ne kadar anım varsa seninle ilgili topladım bugün.Uzun sürmedi.Tükürdüm geçtiğimiz yollara.Hem de hiç içim acımadan.Ben sığdıramadım senin gibi iki satıra bizi.Anıları topladım.Yaktım gündüz vakti.Teker teker.

O yüzün var ya o yüzün eskisi gibi bahar kokmuyor artık.Baharda açan çiçek gibi değil artık kalbin.O yüzün ellerine sinen iğrenç sigara izmariti kokuyor.Üzerine basıp geçtiğin çiçekler gibi kokuyor artık.Sevgi kokmuyorsun artık.Karanlık kokuyorsun.

23 Haziran 2016 Perşembe

Aşk'a Bakın



Çok içinde bir yerlerde eksik kaldığını biliyorum.Ana rahminden çıkıp nefes almaya başlarken orada birkaç duygunu unuttuğuna da eminim artık.

İlk günü hatırlıyorum.Geç kalmıştın ve kızgındım.Hem de çok.Kendimi kötü hissetmiştim.Ve ben kendimi kötü hissettiren insanları sevmezdim.Sonra seni garip bi şekilde sevdim çocuk.Daha ilk ertesi sabahtan çok.Özlemin genzimi yakmaya başladı kalbim kül olmuştu.Artık senindim ve istediğin oyunu oynayabilirdin.İlk Galatada omzuma yattın.İçimden masallar anlattım sana ve sen hiçbirini duymadın bilmiyorsun.Hikayeler geçti o cumartesi sabahı.Bütün hikayelerimin kahramanı sen olmuştun.Henüz bunları anlatmadım sana merak edersen yüzüme bak diye.

Sonra Balatta devam etti hikayem.Ama önce Maçkanın sağ tarafındaki gizli yerimizde.ilk yanağını öptüm.Sonra sen beni.Ben seni sen beni ben seni sen beni...Dayanamadım.Dudaklarına değdi dudaklarım.Her nefes alışında damla sakızı hissediyordum.Biraz da sigara.İğrenmedim.

Bu sefer daha sancılıydı masallarım.Etrafımız bilmediğimiz kişilerle sarılıydı.Susamıştın.Heyecanın içini kurutmuş olmalıydı.İçtin.Km'lelerce yürüdük.Herkesten kaçmak için geceleri yürürdük.Yürüdük.Hiç durmadan.Hala aklımda o nemli bank ıslak çimenler ve sabahın 03.48'inde erken mesai yapan abi'ler.Birbirimizi öpme isteğini durduramıyorduk.Öyle güzeldin ki ... Aklımda hala o ufalan bakışların.Aşk'a düşmüş bakışların. 




11 Haziran 2016 Cumartesi

Bu Sabah



Doldum yine sabahın 05.12'sinde sana.Biliyorum.Geri dönüşü olmayacak gittiğin yolların.

Koşuyorum kaldırımlarda.Titriyor ayaklarım...

Sesleri duyabiliyor musun ?Çimlerin seslerini?Sesi aç.Lütfen sesi aç.Çok.Doldum sana bu sabah.Uyumadım.Haykırdım en boş odalara,sana.Çarptı yüzüme yankılar.Acıdı.Canım çok acıdı.

Yazdığım şiirleri okudum kendime.Kırık aynamın karşısında.Sen olmayınca ne manasız ne cılız kelimelerim.Yapma bunu.Bu sabah sana çok doldum sevgilim.

Üzerime düşen perdelerin altında saklandım güneşten saatlerce.Dünyalar devrildi üstüme.Bağırdım önce.bağırdım ciğerlerim patlayıncaya kadar bağırdım.Çok sessiz ağladım sevgilim.İlk defa ozaman küfrettim sana ilk defa bu sabah sevgilim.Küller devrildi üzerime.Küller.Çok canım acıdı sevgilim.

Yollar yapıştı boğazıma.Sesim sesim kesildi.Kes.-ildi.

Bu sabah çok doldum sana sevgilim. Sabahın 05.39'unda.Ben...Çok.




29 Mayıs 2016 Pazar

Küfür





Yatak odandaki çekmecenin orta gözünde kirli bir defter olacak.Seni sana anlatmaya çalıştığım kısa cümlelerim.Beni ne kadar anlamadığını anlattım sana.Hala kahveyi taşırıyor musun ? Unutup soğuk içtiğin çayları hatırlıyorum.İçim ürperiyor.Yeni kitap aldın mı kırık rafına ? Sahi sen okumayı hiçbir zaman sevemedin.Ben sana yazdım,ezberledim sen okumadın sevgilim.Bir kaç defter daha biriktirdim.Hani belki okursun diye.Sen onları da okumadın sevgilim.Sen okumadıkça ben ezberledim.Küfrettim sana.Beni başkalarına itmelerini izledim dişlerimi sıka sıka.Diş etlerim kanadı sevgilim.Tükürdüm acılarıma.Tükürdüm tükettiğin cümlelerime.Umarım mutlusundur sevgilim.Ben bir defter daha bitirdim.Ben de bittim.Kalemim bitti.Notalar biriktirdim sevgilim.Kan olup çıktılar ağzımdan birer birer.Bak yine her yerim küfür oldu.Bitiremedim küfürlerimi.İnatla okumuyo gibisin kirli defterlerimi sevgilim.Okuma.Acırsın bana.








11 Mayıs 2016 Çarşamba

Sen Çok




Gece çöküyor üzerime üşüyorum.Giderken unuttuğun birkaç eşyan ile dertleşiyorum her pazar.Pazar çünkü anca ayılabiliyorum.Mis gibi ekmek kokuyor evim.Ama sen ucunu kırıp yiyemiyorsun.Olsun.Hala bikaç eşyan bende.Hani bir pazar sürpriz yapıp gelirsin diye ellemedim bile.Bil ki artık yaptığım sıcak ekmek kokuyor hepsi.Sen yemesende sana ait olan bir şeylere sindi kokusu.

Mutlu olmaya çalışıyorum ayık kalabildiğim zamanlar.Güneşe bakıp gülümek geliyor içimden.Dumanı içime çekiyorum.Ardından kesik kesik öksürükler başlıyor.Kaç çiçek soldu o günden beri.Ama merak etme yeniledim ben hepsini.Yine soldular.Birçok kez.Üzülmedim.

Her şey herkes büyüdü burada.Ben hala aynı kaldım.Geldiğinde değişme diye.Hala aynı kalmak istedim.İlk dokunduğun adam kalayım diye.İlk huzurla uyuyabildiğin adam kalmak istedim.Hiç değişmedim.Hala aynı saattimde tek atıp şarkı söylüyorum.Hala aynı figürleri yaparak iyi geceler dansımı yapıyorum.Hani yolun düşerse bir gün yenilerini yaparız diye.Düşmüyor yolun.Çiçeklerin soluyor,suluyorum.Saçlarımı artık daha kısa kestiriyorum.Çoraplarım çoktan eskidi.Çarşaflarım kirlendi.Ama senin yolun inatla düşmüyor gibi.Olsun.Çiçeklerin susuz kalıyor,üzülmüyorum.

10 Mayıs 2016 Salı

Yalnızlığından



Tüm uçurtmalarımı gökyüzüne saldığım anda çıkmıştın karşıma.Güzel gülüyordun.Çok güzeldin.Üstünde deri ceketin açık kot pantolunun ve kırmızı gömleğin vardı.Yorgundun.Sen farkında değildin ama ayakkabılarına bakıp durmuştum.Nedenini bilmiyorum.Sevmemiştim.Aldığın uyuşturucunun etkisinden kurtulamamış olacaksın ki gözlerini kısıp önce etrafa sonra bana bakıyordun.Hoşuna gitmiştim.En azından böyleydi her şey.Sen önce soda içmek istedin gecikince de çay.Bense çoktan yüz hatlarında kaybolmuştum.Harika yüz hatların olduğundan değil belkide yüz hatlarından birinde yer almak istediğimden.O an öyle değildi belki ama sana dokunduğumdan beri çıkaramıyorum yaramaz gülüşlerini aklımdan.

Defalarca izledim seni.Defalarca.Belli etmiştin diğerleri gibi olduğumu.Ve ben ilk defa bunu umursamamıştım.Sen bulut yalanlarını söylerken bana inanmış gibi yapmayı da sevdirmiştin.Harikada öpüştüğün söylenemezdi ama öpmüştün beni.Su yeşili kırılmış çekyatında.Beyaz eskimiş yırtılmış t-shirtünle.Renkliydi iç çamaşırın.İlk defa heycanlanamamıştım.Seni öpmek istediğim gerçekti ama bir şeyler heycanımı öldürmüştü.İşte o an vazgeçtim bedenini tanımaktan.Seni tanımaktan.Hayatına dahil olmaktan.

Öyle yalnızdın ki.Kedi yavrusu gibi emeklemelerin umursamayışlarının hepsi bundandı.Kalabalık ama korkunçtu yalnızlığın.Şimdi boğuluyorsun yüzdüğün sularda.Kurtarmak istiyorum seni.Ama boğularak ölsen daha mutlu olacakmışsın gibi.Bok çukuruna saplanan kanadı kırık kuş gibi

      aldığın her nefes öldürüyor seni.
    ve ben ölüşlerini en önden izliyorum.

7 Nisan 2016 Perşembe

Ne Çok



Ne çok şeye kırılmış farkında olmadan senelerce.Her yükün altından tek başıma kalkarım sanmışım.Her yeni güne umutlarım hayallerim yeter sanmışım.Hiç bilememişim günler geçtikçe izleri silemeyeceğimi.Hep yaparım sanmışım.
   Yaptımda.Ama bugün tek bir fotoğrafla yenilmişim kırgınlıklarıma.Tekrardan kırılmışım.Gırtlağım patlayana kadar bağırma hissiyle yanıp tutuşurken sessizliğimde lime lime olmuş cümlelerim.Bu sefer onlar haklı çıkmış.Yine o acıya göğüs germek kalmış gökyüzümde.
   Ektiğim sevgi filizlerinden 6sn'lik tek bir gülüş kalmış yüreğimde.Başa sarıp yüzünün her zerresini ezberlediğim.Saçlarını nasıl ortadan ikiye ayırdığını ufak kızlar gibi utandığını.Siyahlara bürünüp maviler dağıttığını.

26 Ocak 2016 Salı

En Güzel Keşkelerin




Yeniden ayak basaksın şehrime.Islanacak üstün başın.Saçların bozulacak.Makyajın akacak.Yürüdüğümüz yolları hatırlayacaksın.iç geçireceksin biliyorum en güzel keşkelerin hep ben olacağım.Biliyorsun.Haksızlık yaptığın aylar gelecek aklına.Sevdiğim her yolu biliyorsun.Tek yürümek isteyeceksin.Karşılaşmak için dua edeceksin.Ama olmayacak.Zaman aşımına uğrattığın kalbim bir daha kalbine değmeyecek.Ben de özleyeceğim seni.Sesini,gülüşlerini saçlarını ikiye ayırmanı bile.Ama dönmeyecek kalbim sana.Ayaklarım geri geriye gidecek.Ben en güzel keşkelerin olacağım.Biliyorum.

 Gecelerce düşüneceksin.İç çekip yalvaracaksın kendine.Ama geri dönmeyeceğim sana.Mektuplar yazıp ıslatacağım kış gecesinde.Ben hep seni bekleyeceğim ama geri dönmeyeceğim.

Kavgalarımı özleyeceksin.Sana kızıp tekrardan sana sığınmalarımı...Mülteci gibi taşıyacaksın kalbini avuçlarında.Kimse ben gibi ısıtmayacak minik ellerini.Sevgisizliğine ağlayıp onlara güleceksin.Gülüşünü kimse benim gibi sevemeyecek.Sahiplenemeyecek bir daha.Biliyorum ve sen de biliyorsun...


Ben senin güzel keşkelerin olacağım.Öleceğim kalbinde.


23 Ocak 2016 Cumartesi

Uzaktan





Ben her gün kalbinde öleceğim.Öldükçe dahada saran bir sevgin olacak kalbimde.Her gün seni izleyeceğim uzaktan.
Nasıl güldüğünü
nasıl başka insanlara sarıldığını
Nasıl başkalarının belini kavradığını göreceğim.İçim yanacak.Biliyorum.Acaba bugün ne giysem diye düşünürken sen ben hangi elbiseni kaç kere giydiğini bileceğim.En son yarım bıraktığın kitabı en son dinlediğin şarkıyı en sevdiğin kokuların hepsini biliyor olacağım.En yakınında ben olacağım aslında.Bunu hep bileceksin ama görmek istemeyeceksin.Biliyorum.

Saçlarının nasıl uzadığını göreceğim.Hangi renge boyadığını ilk ben farkedeceğim.Uzaktan nasıl güzel göründüğünü anlatacağım kendime.Sayfalarca yazacağım seni.Hiç bıkmadan hem de.Bi şarkı keşfettiğimde ilk ben söyleyeceğim kulağına.Dudaklarına sürdüğün ruju ilk ben bozacağım.Biliyorum
Elin gidecek.İstesende istemesende.Kolay olmayacak elbet aklından çıkarıp atmak.Ben kalbinde can çekişirken sen yeniden direneceksin bana.Bu senin zaferin ilân edeceksin ama kimse kazanmayacak.Sesim kesilecek sonunda.

Kendini rüzgara bırakmış yapraklar gibi olacağız.Yollardan geçeceğiz.Islak kaldırımlar bizim olacak yerlere yapışacağız.Sökemeyecekler bizi.Kazımaya çalıştıkça kırılacağız en güzel yerlerimizden.Ama olmayacak.
Yine uzaktan seyre dalıp uyuyakalacağız ertesi güne.Sıcak bir kahvede açmayacak uykumuzu.Hep uyumak isteyeceğiz.Hep uzağız artık.Hepte öyle kalacağız.Hep kalmamız gerektiği gibi.Sevgiyle...

18 Ocak 2016 Pazartesi

Sevdan



Ne kadar ayıp diyecekler daha çok seveceksin.Kırılmış yerlerinden öpeceksin.Sarılacaksın yeniden soğuk ayaza.Rakı dahada çok içini yakacak.Dumanlar tüttüreceksin kırıldığın yerlerine.Göğsüne dolacak şarkılar.Yüzün eskiyecek.Hikayen eskiyecek küseceksin kendine ona.Naz yapacaksın sevdaya.Sevdaya dair ne varsa bekleyeceksin anlaşılmayı.Ama seni ne sevdan anlayacak ne de anlatabileceksin kendini.Üşeyeceksin bir şubat akşamında.Arnavut kaldırımlarında koşacaksın sevdana.Kimse olmayacak.Gece içine dolacak dolacak patlayacak kalbin.Yorulacaksın.Yere yığılacak cümlelerin.Islanacaksın.Sokak kaldırımlarına bakıp onu göreceksin.En son sana nasıl dokunduğunu sarıldığını hatırlayacaksın.Öyle bir yanacak ki canın inanmayacaksın bir daha.

Büyüyeceksin onların elinde.Duygularının nasıl eridiğine şahit olacaksın.Geçmişede dönemeyeceksin ama unutacaksın.Tokat gibi sana çarpacak sevdan.Ne ağlayabileceksin ne gülebilceksin.Olduğun yerde ölümü bekleyeceksin.Öldüğünü bileceksin ama ölemeyeceksinde...