31 Ağustos 2012 Cuma

SES

Yıllar sonra çocukluk anılarımdan kalktın geldin bir geceme.Sonbaharada çok az kaldı.Ama sen aralıksın sevgilim.Zamanın var demek isterdim.Zamansızmışsın yıllar sonra öğrendim.Yıllarca taşıdıktan sonra birgün kayıp gittin kalbimden.Gidişini bile hissedemeden.Ve şimdi tekrar misafirsin geceme.Yıllar sonra ama çok farkla.Saçların.Saçların eskisi gibi değil.Açık tondan koyu renge geçiş yapmışsın.Yakışmış diyemem ama çokta kötü değil.Yıllar sonra adını fısıldadım fotoğrafına.Özlemiş olamazdım seni.Özledimde diyemiyorum.Ama seni aniden görmek hoşuma gitti.Hala etkisindeyim.İçimde bir şeylerin uçtuğunu hissettim.Ve bizi hayal ettim.

Sıcak şirin ufak bir kafede oturuyoruz.Yağmur sağanak.Yıllardır istediğim şey olmuştu.Sen karşımdaydın.Eskisi gibi olmayan samimiyetsiz gülüşünle gülümsüyordun.Bense karşındaki utangaç tavırlarımı atamamıştım.Eğleniyor gibi görünüyorsun.Tekte istediğim buydu.Bir kere seni dinlemek.Bir kere kendimi anlatmak.İşte oluyordu ansızın girdiğin geceme.Ne kadar yakın olsanda bir okadar yabancıydın.

Her seviştiğin adam senden bir şey götürmüş olmalı.Bu kadar yorgun değildin.İyi de sayılmazdın hiçbir zaman ama aşıktım.Fazlasıydı belkide.Ama yine de kötü sayılmazdın.En azından fikrimde gecemde sen vardın.


Kaç sene oldu.Eskide kaldı,geride kaldı.Bir fotoğraf var eskisi gibi olmadığına dair kanıt.O yok,biri var sanki ona benzeyen yine o değil.Yine o olmayan.

22 Ağustos 2012 Çarşamba

Yalnız ve Hiç

Bazı geceler aynı rüyayı görüyorum.Yüksek bir tepenin ardındaki uçurumun ucunda yürürken buluyorum kendimi.Gökyüzü tam karşımda.ellerimi uzatıyorum,yetişemiyorum.Bulutlar sanki çok yakın ama uzak.Ertesi sabah uyandığımdaysa ayaklarım yere basıyor sadece.Bazı sabahlar nefes almakta dahi zorlanıyorum.Gecenin etkisi var mıdır bilmiyorum ama bazı günler çok zor oluyor.Ve bazı geceler.Özlediklerin,terk ettiklerin,terkedenler anne ve baba.

Bazen bir ressam olmalıyım diyorum.Bazen ise yalnızlığa kilit yemiş bir yazar.Purom yansın hiç bitmesin.Ve sadece yazayım istiyorum cümlelere dikkat etmeden hatalarla dolu bir yazı.Sonra hiç aklımdan çıkmayan o rüya geliyor aklıma.Yine uçurum kenarında gökyüzüne dokunmak isterken buluyorum kendimi.Yürüyorum.Yollar bitmiyor yürüyorum.Oysa hala yerimdeyim ve gökyüzü hala uzak.Bulutlara erişmek istiyorum.Oraya çıkıp ve bir daha inmemek.Bazen bir ressam oluyorum bazense bir yazar ama en çokta hiç olmayı beceriyorum.Yalnız ve bir hiç.

Annem yaşasaydı utanır mıydı bu halimden acaba ? Üzülür müydü bana ? Üzmüş olur muydum yine onu istemeden ? Yeniden sarılmak istiyorum.Yeniden hergün özlediğimi yüzüne haykırmak istiyorum.Ama bulutlar izin vermiyor anne.Ben haykırmasamda sen beni kalbinle duyuyorsun biliyorum.

Yeryüzünde bir hiç oldum.Ne bir ressam ne bir yazar ne de başka bir şey.İnsanlar gibi bir şeymişim gibi dolaşıp utandırmadım kendimi.Yalnız ve hiç olmayı seçtim.Şimdi en iyi olabildiğim bir şeyi yapıyorum.Ve en sevdiğim şeyleri.Ama gökyüzü hala uzak ve mavi.Masmavi.

6 Ağustos 2012 Pazartesi

Rüya


Belki bir çınar ağacın eşiğinde yaşlanırım yıllarca.Bir bardak kahve fincanla ömürümü yerim susarcasına.İsimini kazırım mesela.Çınar ağacına ismini veririm.Gölgesi en sevdiğim güneşlik yer olur.Bir ömür tüketirim orda mavi gökyüzünün altında.Elimde illa ki bir sigara olacaktır.Bir de nefesini hissedeceğim.Çimlere uzanmış,bulutlardan seni seyre durmuş olacağım.Sonra sessizce bana gülümseyeceksin.Ruhun sol tarafımda kalbimde atacak.Sanki ilk dokunuş gibi titreyecek bedenim.İlk kez yağmurla tanışacaksın benimle.Ve bir kez daha aşık olacağım dudaklarına.Ruhun sol tarafımda kalbimde atacak yüzün ıslak ellerin titriyor olacak.Çimen kokusuna bürünecek tenlerimiz tek ruh olup bulutlarda sevişeceğiz.Titrek,soğuk nefessiz.

Birden saatim çalacak ve uyanacağım rüyamdan.Sensiz geçen 4.senemi o çınar altının altında kutlayacağım.Senin haberin olacak gökyüzünden bir damla yağmur göndereceksin bana.Sen öldüğünü sanarak maviliklerden dalga geçeceksin benimle.Bense her dokunduğum tende seni anacağım.Çok kadınlarda öldüreceğim kendimi büyüteceğim seni içimde.Sığmayacaksın kalbimde kalbim dar gelecek.Yanına geleceğim.Yürüyeceğiz beraber bulutların üstünde.En güzel maviler bizim olacak.

2 Ağustos 2012 Perşembe

Bir Bardak Yalnızlık

Sonra bir bardak yalnızlık koydu bardağıma ve ''İÇ'' dedi.Karşı gelemedim içtim.

Sessizdi öylesine sessizdi ki tüm kelimelerimi hafızamdan silmiş beni karanlığna bürümüştü.Savunmasızdım ve aşıktım.Beynime her bir gülümsemesiyle tecavüz ediyordu.Hoşuma giden bir tecavüz.Tanrıyı kafamdan silmiş Tanrıçam olmuştu.

En güzel maviler bizimdi ve en ateşli kırmızılarda.Hiç kimsenin bilmediği şarkılar söyler bir gece lambasının altında saatlerce öpüşürdük.Sen son sigarımızı yakar ben ikinci fırtta sana verirdim.Ve tüm cihangir bizim olurdu.Boş kimsesiz bizimle dolu.Ansızın bastıran kelimelere bürürdük birbirmizi acıtmadan incitmeden sevişerek.

En sevdiğindi beyaz koltuk bense köşemden seni bir kenarda izler dururdum.Yağmurda başka bir hâl alırdı yüzün.Kalbin daha durgundu.Ama sen yine en güzeldin.Aşıktım.

Ve bir gün bir bardak koydun.Hadi iç dedin.Baktım öylece sana saatler geçti aylar geçti yıllar geçti.

Bir bardak yalnızlık koydun önüme
Bir bardak aşk
İçtim yudum yudum.
Bana mısın demedim.

Sonra bir bardak terkediliş koydun kapımın eşiğine
Ne gelen oldu ne de seven

Bir bardak yalnızlık döktü üzerime
Ne sevebildiğim oldu ne sarılabildiğim.